16 Mart 2015


İçimde nihayet bulmayacak tek aşk:Yemek Aşkı




  Karşı koyamadığım tek his,tek arzu,tek istek;yiyeyim. Daha çok yiyeyim. Onu da yiyeyim,ohh ne güzel yedim be! Abi her şeyden vazgeçebiliyorum yaa,istisnasız her şeyden.Yeni aldığım ayakkabıdan(kardeşim kaptı),alacağım ayakkabıdan(parasını kardeşim kaptı),hoşlandığım çocuktan(kardeşimle bi alakası yok bu direk yavşak arkadaşlarımla alakalı).Ama yiyeceğimden taviz veremiyorum.
    Çoğu akşam babam eve geldiğinde ne yemek var diye sorduğunda ben,yeaa bir şey kalmadı ki baba,annem yedi yemeğin sonunu.Dur sana hemen yumurta yapayım yada makarna?Seversin sen makarnayı babişş haaa ne dersin? cümlesini kuruyorum.
Oysa ki 1 tabaklık yemek kalmıştır,ama pişen yemekten ilk tabağı ben yediğim gibi son tabağı da ben yemeliyim.Bu devri ben başlatıp ben sonlandırmalıyım! Asıl lezzeti dibinde çünkü onun.Kilosu 60 üzeri olanlar çok iyi bilir bunu!
     Normalde şu cümleyi çok duyarsınız;ayyy kız yemek yapmaya başladım artık.Noldu biliyon muu? Artık eskisi kadar çok yemiyorum.İnsan kendisi yapınca pek yiyemiyor.
Benim kurduğum cümleler ise şöyle oluyor;anneeee ne güzel yaptım dimi.Kız senden daha iyi yaptım haa.Bak bunu ilk defa yapıyorum ama dehşet iyi yapmışım be.Eee insanın eli lezzetli olunca böyle oluyor demek ki.Dur bi tabak yiyim.Sana da koydum hee gel ye.Yemeyecek misin?Ama şimdi bunu geri dökmek olmaz bunu da yiyeyim yazık nimet.
   Bi gün kardeşim ve en yakın arkadaşımla yeni açılan bi cafeye gidelim dedik.Koca bi iş hanının terasına açmışlar.İçerisi nasıl elit,nasıl lüks buram buram zenginlik kokuyor.Bu kadar beklemiyorduk, alışık değiliz böyle mekanlara mal mal birbirimize bakıyoruz.Üçümüzde de kot tişört var.Ortamla dehşet zıttız.Normal de olsa sevmemiş taklidi yapar yüksek sesle "ayyyy hiç sevmedim kız ben burayı noluur başka bir yere gidelim"derim.Ama o an onu desem millet kafama sandalye fırlatacak.Allah beni orda çarpacak bu güzelliğe bok attığım için.
  Geçtik oturduk.Menü geldi.Aç değiliz mekan kontrolüne geldik ama böyle bi yerde de çay içeçem ben garson abi diyemezsin ki.Waffle,fondü filan aldık.Normal de aptal saptal şeyler, sululuklar yapar,hadi bi de beni tek çek,ordan çek burdan çek der kızları eğlendirir o sırada da görüş alanımda ki en yakışıklı kişiyi belirler onu  keserim.Artık nasıl kasmışsam kendimi içime kapandım resmen hanımefendi bir kişiliğe büründüm.Zaten masaların arası da uzak.Kendi başımıza kalmışız,yakışıklı yok! vahşet! 
Başka bir yerde yesem o waffle'ı tabağın boş kısımlarına desen amaçlı sıktıkları çikolata sosunu bi parmaklamadığım kalır.bıçakla o sosu alacam diye kendimi yırtarım.Sonuçta para vermişim abi.Ama o an o kadar kendim değilim ki waffle'a bile dokunmaya korkuyorum.Ne pis ne biçim bi insanmış la bu kız diyecekler garson gelip ortamın cool havasını bozduğum için beni yaka paça dışarı atacakmış gibi hissediyorum.Sonunda yedik bitirdik.Daha fazla dayanamadım "kalkın gidelim nolursunuz"dedim kızlara.Kalktık nereye gittik biliyor musunuz? Çok sıcak, çok içten,kendiniz olabileceğiniz bi yere,Ocakbaşı!  
Valla nasıl mutlu oldum tahmin bile edemezsiniz.Kimsenin kimseye minneti yok orda.Kimse nazik olmak için uğraşmıyor.Herkes çok net.Mis gibi.

Sanırım benim ruhum fakir be.
Yok yok samimiyeti seviyom ben,kesin ondan yani.

Bir insanın çocukluğuna dair hatırladığı yegane anısı ne olabilir?Daha doğrusu hatırladığı anıları arasında en belirgini ? İlk aşkı? Yediği terlikler? Daha 2.sınıfta zar zor okumayı becerebiliyorken öğretmenin, bunu 1 haftada ezberleyeceksiniz diye o yaşında gördüğü en uzun şiir olan hatta gördüğü tek şiir İstiklal Marşı'nı ezberleme çabaları? Ezberleyemeyip bunalımlara girmek okula gitmekten vazgeçmek,aile üyelerini kandırmaya çalışmak?Tabi bunlar da var ama en net olan babamın her akşam getirdiği bu mor paket.


İnsanın hatırladığı en net anısı yemek üzerineyse o kişi hakkında çokta bir şey söylemeye gerek yok sanırım. 





Saygılar .


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder